Nun ve Kalem.

“Bedenin kağıt, kalemin amel”  –Sagopa Kajmer

Kağıt ve kalem..

Kağıttan başlasak kızar mı kalem.. Uçlarını sivriltip bekler mi yüreğimize batırmak için büyük bir kinle..

Kalem.. Yemin edilen kalem.. Bu yemini bırakıp bizle ilgilenir mi dersiniz.. En iyisi kağıttan başlayalım.. Ahdimizi ahirimiz yapalım kalemimizle..

Bazen en değerlimiz, bazense buruşturup attığımız bir parçacıktır kağıt.. Değerliliğini üzerine kazınmış kelimelerden alsa gerek.. Bilmiyorum değerine değer katabilir miyim elimde kalemim.. Ya kelimelere söz geçiremezsem.. Ya kağıt yırtılırsa ve dağılan kelimeler misali ben de dağılırsam.. Silikleşirsem, değersizleşirsem..

Bütün bunları yaşanmamış kabul edip bir rüya dilesem, elimde tek değerlimle adımladığım, öylece..

“Bir yağmurun rahmetinde aklanmayı düşünürken kağıt geliyor aklıma..Ve üzerime yağan yağmura şemsiye olarak tutuyorum kağıdımı. Rahmete tutunacağıma, rahmet okunacak kağıdıma tutuklu kalıyorum..Ve silikleşiyorum büzülen şemsiyemin acizliğinde.. Eriyip gidiyorum kirli taşlar arasında.. Kaybetmeme ağlıyorum uzun uzun.. Utanarak.. Elimde kağıt, damlıyorum sular gibi.. Dilime dokunan tuzlulukta kaybediyorum kelimelerimi..

Kâğıt ben midir yoksa bedenim midir diye düşünüyorum bu çıkmazlığımda. Aradakileri geçmiş zaman ekince kaldırıyorum çekinmeden.. ‘Yapmış olur muyum zulüm’ diye düşünürken, aklıma düşen kaleme dokunuyorum.. Ve parçalanıyorum.. Dağılıyorum..”

Uyanıyorum, Nun ve Kalem geliyor aklıma..

Nun ve Kalem..Ne dersek kızmaz “nun” bize.. Hangi yorumun tahtında mutlu acaba.. Hokka,balık vs.. Ya kağıt.. Kalemsiz kağıt nedir, kağıtsız kalem nedir?..

Nun ve Kalem.. Yazılanların şahidi kim olsun? Yazılanlarca cümleler cümle aleme hasretken, kim olur şahit cümlesizliğe.. Ya yazılanlar şahit olursa.. Yazılanların şahidi kalem, kalemin şahidi “nun”, olmasın..

Nun ve Kalem..  Bir ayrılmazlıklar bütünlüğünün ayrılanlar hüznüne müptela iki yağız kelime.. Birine yüklenen anlamlarca diğerinin tekleşmesi.. Bir ve Tek olandan hediye, kalem..

Uyuyorum tekrardan..  “Kağıtlarım birikmiş bir kitap halinde önüme geliyor.. Kalemim, diyecek oluyorum, bulamıyorum.. Kazınmış nice sayfaya gömülüyorum.. Uyanmak istiyorum.. Keşkelere yüklemek istemiyorum tüm pişmanlığımı.. Dua makamına düşüyorum.. Rabbim diyorum, kırma kalemimi, yok etme.. Diyorum ama duyuramıyorum.. Ne kağıdımı görebiliyorum ne de kalemimi.. Telaşlanıyorum, ter boşalıyor vücudumdan.. Dayanamıyorum.. ”

Fırlıyorum yatağımdan, ohh bunlar bir rüyaymış diyesim geliyor.. Ama şimdi anlıyorum ki ben hep uyuyormuşum.. Hâlâ uyanamamışım.. Gözlerimi açıyorum, bedenime bakıyorum, bir de kağıdıma.. Ben bana şahit değilken kalemin ve “nun”un bana şahit olmasına hayret ediyorum.. Kağıdımın ve kalemimin..


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

G/özlerdeki Pencere

İkinci El, Temiz, Satılık Dert!

Vicdansız İnsanlığımız