Kayıtlar

Haziran, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Resimleşen Çocukluk

Resim
İçimizin bir yerlerinde hep bir çocuk vardı. Küçükken biz olan ama büyüdükçe bizden uzak hissettiğimiz, uzaklaştığımız bir çocukluk…  İçimizde farklı bir mekânın farklı bir öznesi oldu hep çocukluğumuz. Çırpınan hayallerimizi tam ortasından tutup korumaya aldı zorluklarla. Kimi zaman kanattı ellerimizi hayallerimiz, kaçacakmış gibi oldu, fakat ne yaptıysa çocukluğumuzdan kurtulamadı. Biz buna sevinirken zaman ilerledi, çocukluğumuzun o büyük hayalleri, biz büyüdükçe yerini küçük hayallere bıraktı. Büyüdükçe tutamadık hayallerimizi, zira güçsüzleşiyordu ellerimiz… Her bir yanımızda açılan yaralar, acılarla kol geziyordu. Canımız acıdı, ağladık, kimse duymadı bizi. Hep ters yönlere gitti çocukluğumuz. Biz ne dersek diyelim sürekli tersini yaptı söylediklerimizin. Sanki hakikat biz büyüdükçe değişiyormuş gibi. Ya da biz hakikati büyüdükçe unutuyormuşuz gibi. Sürekli hatırlatıcı oldu çocukluğumuz bu yüzden. Hatıralara gömülmeden… Çıkmaz sokakların çıkar yollarını keşfetmiştik çocuklu

Beni hamde hamd ettiren Allah'a hamd olsun...

Resim
Beni yaratan Allah'a hamd olsun, Beni hüzne boyayan Allah'a hamd olsun, Beni yalnızlığın koynunda yetiştiren Allah'a hamd olsun, Böylece aczimi gözler önüne seren Allah'a hamd olsun, Beni sev(in)ebileceğim bir varlığa çıkaran Allah'a hamd olsun, Beni eksiklerimle seven Allah'a hamd olsun, Beni yaptığım yanlışlara rağmen huzurundan kovmayan Allah'a hamd olsun, Beni hamde hamd ettiren Allah'a hamd olsun, Ve âhiru da'vanê enilhamdülillahi Rabbil âlemin .

Dün, yerinde kalmasın...

Resim
Hadi bitsin gülüm, Bir nefeslik türkümüze son noktayı koyalım, Kin kusalım boğazın derinliklerine, Çarpsın muhteşem projelerden birine, Gizli saklı kalmasın hiçbir şey, İtiraf ediyorum, Artık boğazın altında sessizce ölmek bile yasak oldu gülüm… Kimse bilmesin halimizi gülüm, Bir ben ve sen, Kalsın içimizin bir yerlerinde savrulan ateş, Yanalım geceler boyu, Bir Molotof da ben atayım kendime, Kardeşliği yakayım, Kendimi yani… Birlikteliği, huzuru… Şimdi sokaklar beni adımlar gülüm, Kırık dökük sloganik cümleler, Ardına anlamsızca eklenen seçim parçaları, Evet, her biri beni ezer geçer acımasızca, Gel kucaklaşalım gülüm, Karnımız doymasa da, Topraklarda tanış oluruz… Kaybedenler nereye gitti gülüm, Sözcükleri nerede şimdi, Sıratı da geçemeyecek siyaset, Bense çoktan yanmışım, Bu kaçıncı düşüştür, Anlamadık, Yoksa din gününün sahibi mi değişti… Gel gülüm anlamsız bir düşmanlık yapalım, Bir ötekide bulalım kendimizi, Yakıp yıkan her kimse bağrımıza basalım, Sonra acımasızca vuralım k

Dur bakalım, daha neler göreceğiz...

Resim
Görüyor musun gülüm, Sokaklara fırlamış kartvizitler, Ellere tutuşturulmuş salavatlar, oy niyetine Başörtüsü tam ortasında siyasetin yine, pervasızca Söylesene, Kirli ellerin pençesinden ne zaman kurtulacak özgürlük, Kirli düşüncelerin.. Görüyor musun gülüm, Yine başa döndü bu dünya… Artık bu kaset bile sar(s)maz, baş(lar)a Düşer, Özel hayat niyetine döner, Tam özelimize oynar, Püskevit yarim niyetine, çok olanından evlilikle… Görüyor musun gülüm, İttifak ehli senet yazıyor, Biri asıyor, diğeri kesiyor Bir diğeri reytinglere oynuyor… “Temiz bir toplum” diliyorum senden, Tek dişini gösteren 'bağım'-sızım-lım,   Yine olmadı be, Bu slogan da tutmadı, Bence yine reyting zirvelerde, sense köhne düşüncelerde… Görüyor musun gülüm, Televizyona çıkmak için marjinalleşen düşünceleri... Gel biz de bulalım bir jargon, Dolduralım içini en afili kelimelerle, Ve biz de haykıralım zalimler için yaşasın cehennem diye... Sahi zalim kim,