Resimleşen Çocukluk
İçimizin bir yerlerinde hep bir çocuk vardı. Küçükken biz olan ama büyüdükçe bizden uzak hissettiğimiz, uzaklaştığımız bir çocukluk… İçimizde farklı bir mekânın farklı bir öznesi oldu hep çocukluğumuz. Çırpınan hayallerimizi tam ortasından tutup korumaya aldı zorluklarla. Kimi zaman kanattı ellerimizi hayallerimiz, kaçacakmış gibi oldu, fakat ne yaptıysa çocukluğumuzdan kurtulamadı. Biz buna sevinirken zaman ilerledi, çocukluğumuzun o büyük hayalleri, biz büyüdükçe yerini küçük hayallere bıraktı. Büyüdükçe tutamadık hayallerimizi, zira güçsüzleşiyordu ellerimiz… Her bir yanımızda açılan yaralar, acılarla kol geziyordu. Canımız acıdı, ağladık, kimse duymadı bizi. Hep ters yönlere gitti çocukluğumuz. Biz ne dersek diyelim sürekli tersini yaptı söylediklerimizin. Sanki hakikat biz büyüdükçe değişiyormuş gibi. Ya da biz hakikati büyüdükçe unutuyormuşuz gibi. Sürekli hatırlatıcı oldu çocukluğumuz bu yüzden. Hatıralara gömülmeden… Çıkmaz sokakların çıkar yollarını keşfetmiştik çocuklu