Sevgili-2
Sevgili... Kayalıklardan düşerek parçalanan bir kalbin sesini hiç duymasın isterdim gökyüzü. Pırlantalarla, elmaslarla bezeli kalplere ağlayan gökyüzünün, siyahlara bürünmüş ve kir dolu bir kalpten sızan kötü kokulara maruz kalması üzerdi beni. Gökyüzü hep saklım olarak kalmalıydı, temiz ve pak… Hep güneşe yer vermeliydi. Bulutlar benim üzerime eğilmeli, şimşekler yüreğimde çakmalıydı. Ama gökyüzü… Evet, gökyüzü hep temiz kalmalıydı. Sevgili… Ben kendini perdeleyen, saklayan, bürüyen oldum hep. Gizlendim kendi dünyamdaki gerçekliklerden. Her dokunuşumda parçalanmaktan korkarak sakındım nice güzelliklerden. Bir kum saati misali tükendikçe çoğaldım, çoğaldıkça tükendim. Bir şehre girdim koşarak… Ulaştım kan ter içinde, yüzlerde merak gördüm. Ne konuşacağımı bilemedim. Ben kelimelerini unutarak yola çıktığımı ancak o zaman anladım. Bir şehre girdim koşarak. Koştum, koştum, koştum… Oysa girdiğim ne şehirmiş, ne de meraklı yüzler varmış. Ben daha kendi şehri